Konya gezimize tam gaz devam ederken bir dip not vermeden edemeyeceğim size. Kelebekler Vadisi gezimize çıkmadan önce 3 arkadaş Konya'nın meşhur Sille kahvaltısını tatmaya gittik. Konya'nın etli ekmeğinin meşhur olduğunu bilmeyen yoktur. İşte bende size meşhur diğer yanını söylüyorum. Yolunuz Konya'ya düşerse 7 km uzaklıkta yanıbaşında bulunan Sille'ye gidin ve Sille Konak Restauranta mutlaka uğrayın ve bu güzel doğal lezzetlerin tadına bakın.
Kahvaltıda yok yok. Ev yapımı reçellerden, ev yapımı tereyağlarına, güveçte kaşarlı mantardan, sucuklu omlete, doğal yapım peynirlerden zeytinlere, böreklerden sosislere, patates kızartmasından kaymağına ne ararsanız var ve hepsi menünün içinde. Ekstra bir şey almanıza fırsat vermemişler. Haftasonları açık büfe hafta içi serpme kahvaltı veriyorlarmış. Biz hafta içi gittik, iyi ki hafta içi gitmişiz çünkü serpme kahvaltı daha çok hoşuma gidiyor. Bu güzellikleri saatlerce afiyetle yavaşca yedik, maşallah bize. Tabi hepsini bitirmek mümkün değil.
Bu güzel kahvaltıyı aman kaçırmayın derim ve gelelim Kelebekler Vadisi gezimize. Sanırım şanssız bir zamanda geldim çünkü ücretsiz olan vadi ben gittiğim gün ücretli tarifeye geçmiş. Neyse ki 7,5 tl çok büyük bir rakam değil, Biletlerimizi alıp geziye başladık.
İçeri girdiğiniz tek bir yön var zaten, o yolda ilerliyorsunuz.
Yolun ortalarında sizi gerçekten bir vadide gibi hissetirecek doğal bir ortama geliyorsunuz. Burası gerçekten bir vadi gibi. Büyülü bir ormanda yolculuk yapıyor hissine kapılıyorsunuz. Size şansız bir günde gitmişiz dememiş miydim. O gün sanırım kelebeklerde bir sorun mu oluşmuş hastalanmışlar mı ne çok az kelebek gördük vadide. Normalde arkadaşım daha önce gelmiş ve pek çok sayıda kelebeğin uçuştuğunu görmüş, hatta üstlerine falan konuyormuş sürekli o derece çokmuş. Dedim ya şansız bir gündü sanırım üç beş kelebekten fazlasına denk gelemedik.
Yolda bu dolaplara rastlıyorsunuz. İçlerinde koza içindeki kelebekleri görüyorsunuz. Kelebek üretmek için ayrılmış özel bölümler yani.
Yolda ilerleken zorlanmaya başlıyorsunuz. Çünkü içerisi fena sıcak(aslında 26 derece olduğu yazıyor) ve aşırı nemli. Kelebeklerin yaşaması için böyle bir nem gerekli sanırım. Ama nefes almakta zorlanıyorsunuz resmen. Tavsiyem bence kış aylarında gelin :)
Yolun sonunda bu 6 tatlı papağanla karşılaşıyorsunuz. Fena bağırıyorlar, bir ara tırsıp hemen vadiden çıktık ve özel bölmelere geçtik.
Özel bölmelerde farklı şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bu bölümde her kelebeğin nasıl bir gelişimden geçtiği tek tek tüpler içinde kanıtlanarak gösterilmiş. Hepsinin büyüme aşamaları farklı şekillerde oluyormuş onu gördük.
Bu bölümde kelebeklerin nasıl beslendiklerinden ne sevdiklerine nasıl çiftleştiklerine kadar bazı bilgilerini maketlerle anlatmışlar.
Küçük bir de sinema salonu var. 15 dklık bir film izliyorsunuz.
Çeşit çeşit kelebeklerin kurutulmuş halleri sergileniyor.
Koza şeklinde yapılmış bu odalarda da farklı şeyler sergileniyor. Sadece kelebekler değil, arılar, böcekler, karıncalar da var.
Çeşitli böceklerin sergilendiği bölüm.
Sıradan dallar gibi gözükse de içlerindeki canlıları bulun diye yazmışlar. Dal şeklinde böcekler var dikkatli bakarsanız görürsünüz.
Canlıların maketleri, oyuncakları, her bi şeysleri var.
Kelebekler Vadisi gezimiz böyleydi. Güzel bir kahvaltı sonrası Konya'da mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri olarak not alın.
Hepinize kocaman mutlu günler :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder